haftamın notu

haftamın notu: Hayallerim bazen gerçek olmayacak kadar kendime güzelse, hayal kurmaktan nasıl vazgeçebilirim ki?

26 Mart 2014 Çarşamba

İmaj herşey, susuzluk hiçbir şey!


Sezon başı ve ortası hep futbol transferlerinden bahsederler.  Bugünlerde devamlı reklamlarda dönen yüzler ilgimi çektiği için, size kurumların imaj transferinden bahsedeceğim...
Görmekten hoşlandığımız ya da hoşlanmadığımız, hayranlıkla baktığımız ya da kanalı değiştirdiğimiz, onlara güvenerek ürün aldığımız ya da her şeyin farkında olup şans vermediğimiz markalar ve seçtikleri. Bazıları beni benden alırken, bazılarına anlam veremiyorum. Kurum kimliğinin temel konularından kurumsal imaj daha önceden ve şimdilerde markalarla örtüşen, örtüştürülmeye çalışılan isimlerle dolu.
 
Elidor markasının Meryem Uzerli ile başlayan macerası gündem isimlerle devam ediyor.
 
Reklamlarını izlediğimiz birçok markanın yüzleri olmuş isimler, gündemde olan kişilerden seçildiğini görebiliyoruz. Ya da halka hitap eden kişiler..
 
İmaj transferinin temel hedefi, yeni ürünlerin piyasaya girişlerini kolaylaştırmak ve başarısızlık riskini minimum düzeye indirmektir.
Aşağıdaki sahneleri hatırlayanlarınız vardır.
 
Bunlar arasında başarılı olanlarla, anlam veremediğimiz marka ve ünlü isimler farklı farklı. Birçok ürüne göre reklam ve marka yüzü olmak ilgi çekici olsa da doğru strateji ve ürünle buluşmak da kişi için önemli olmalı.

Deterjan yüzleri :)




Banka yüzleri :) 


 

 
Y kuşağına özel, içecek markalarının seçtikleri, reklamlarının sevilen popüler yüzleri :)
 
 
 
O kişiyi sevenler o ürüne karşı bir sempati duyuyor. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken ürün beğenilmezse o ünlü kişiye de bu mal edilebilir.

Başarılı bir imaj transferi kurum imajını da yükseltecektir. Bir kurum kendi markasını güncel ve modern tutmak için farklı dönemlerde farklı yüzlere yönelebiliyor.
 
Doritos’un Adriana Lima ile başlayan macerası Huysuz Virjin’le devam etti.



Lays Yiyin Gari teyzemiz, samimi..
 
Kısa kısa imaj transferinde markaların seçtiklerini ve seçmeye devam ettiklerini hatırlatmak istedim size.
Bir kurum kimliğinde hedeflerimiz arasında imaj oluşturmak önemli bir yere sahip. Belirlenen hedef kitleye yönelik imaj geliştirmek kurumda yapılacak analizlere yararı olacaktır. Geçici imajlar peşinde koşmak ise bize yarardan çok zarar getirir.
Bu yüzden istenilen imaja ulaşmak için, rakiplerin yaptıkları incelenmeli, strateji geliştirirken kurum kimlik yapısı ön planda tutulmalıdır, verilecek mesaj markaya olumlu yansıtılıp, hedef kitleyle, kurum içinde ve dışında bir etkileşim yaratmalı, fayda sağlamalı, kâr getirmelidir. Rekabet çok fazla olduğu için tutarsızlıkla yapılan her adım kuruma, markaya, ürüne, satışlara olumsuz yansıyacaktır.
Farklı olmak bu kadar önemli olmuşken, iletişim gezegenimin farkındalık ekseninde markaların yeni yüzlerini, yeni stratejilerini görmeye devam edeceğiz.
Dünyanızdaki yıldızlarınız hep parlasın...



 



7 Mart 2014 Cuma

Kadınlar günü özel

Bir kadın ne ister?
 
 
Pahalı hediyeler? Küçük hediyeler? Filmlere konu olmuş bu sorunun cevabını biz kadınlardan başkası bilemiyor :) Her kadına göre değişiklik gösterecek ayrıntılara takılı kalmayalım.
 
Her kadın, her özel günün unutulmamasını beklediği gibi bugününde hatırlanmasını bekler. Dünyadaki tüm kadınların kadınlar günü kutlu olsun biz sevgili bayanlar:)

 
Eşe, sevgiliye biraz destek olmak keyifli oluyor biz kadınlar için.
 
 
sabah gazetesi karikatür :) :)
 
Kadın ve erkeğin düşünce yapısı ne kadar farklı olsa da bizsizde olmaz onlarsız da...
 
 
Her kadına göre bakış açısı farklı, kimisi ufacık değişimleri büyük algılayabilir:)
küçük şeylerden mutluluk duymak sanırım kadınlar arası bir ayrıntı.
 
 
Kadına şiddete daima HA-YIR .... HA-YIR ... AS-LA...
 
 
Tek taş çağlar boyu gelen standart hediye... standart hediyelere hayır hanımlar...
 
 
maalesef bazen yanlış zaman/yanlış insanlar; yanlış zaman/doğru insanlar; doğru zaman/yanlış insan bu çelişki hepimizin hayatında.
 
  
 
 
googledan kadınlar günü tasarımları..
keyifli bir gün geçirmemiz dileğiyle.
 
 
Neşeli, hediyeli, yemekli, hediyeli, çiçekli, çocuklu, çocuksuz, evli, bekar, sevgili, sevgisiz, yalnız, kalabalık, kafası güzel, eğlenceli, gülücüklü, kahkahalı, mutlu, mutsuz, doğum günü olan olmayan, nasıl olursak olalım bugün bizim için, etrafımızdaki kadınlar için ;)
 

Oyuncu maskotlar

Bazı markalar yarattıkları maskotlarıyla özdeşleşmiş durumda. Geçmişten günümüze gelen Mcdonalds’ın palyaço adam sanki hep varmış gibi.
 Bu maskotlar, markaya karşı olumlu şeyler hissettirmek, markanın vermek istediği mesajı ileten oyuncu konumunda. Panda markasının panda ayıcığı hala sempatik bir dondurma kimliğini vurgulamaya devam ediyor. Çocukların ilgisini çeken, ailelere yönelik...

 "Dondurma var mı dondurma" :) ;)

Yeni yaratılan maskotlar arasında opetin mavili adam "Opedo" gündemde, markanın Trafik dedektifleri sosyal sorumluluk projesi reklamlarda.
 
Yaratılan her maskot kurum kimliğine uygun, kurumun logosuyla maskotun renkleri içiçe geçmiş. Bazı markalar bunu zamanında o kadar başarılı yapmış ki bizler o markayı gördüğümüzde logosunda, maskotuna kadar hepsi aklımıza geliyor. Bunu günümüzde başarıyla yapan, devam ettiren firmalar hala mevcut.
World kartın vadaları, Turkcell'in celosuyla başlayan günümüzün marka maskotları basit ama akılda kalıcı bir karakter çiziyorlar.

Turkcell in Celo ve onun ailesiyle başlayan maskotları, daha sonra celocanlarla devam etti.. oyuncak bebeği, sarı şapkasına çoğumuz sahip olmak istedik, sonra küçük çocuklarla(celocanlar) hedef kitleye güvenilir, bizden biri  bir imaj çizildi.
 
Baumax  gönül adamı Max abiyi görünce ülkemizdeki tesisat ustalarını çağrıştıran babacan bir karakter olmuş dedim.

Arçelik , metalin soğukluğu yerine evimizin temel eşyalarına sıcak bir enerji getirdi elik" karakteriyle. Sonra çeliknazı da bünyesinde yaratıp  aşık bir çift olarak beyaz eşya sektörünün oyuncuları oldular.
 
Aile fotoğrafı :)
 
 Bir zamanlar seven-up maskotunu hatırlar mısınız? Gençlik, dinamizm…
ismi fido-dido :)
 
Bir maskotun markayı yansıtması, markayla örtüşmesi, markanın canlılığını gösteriyor. Bu oyuncular markaların hedef kitleleriyle de ilgili. Ailelere yönelik, markanın ürünlerine yönelik sevimli, bizden olması ilgi çekici oluyor. Tabii bir de bilinçaltımızda kalıcı olması basit ama yaratıcılığa dayalı bu oyuncular çizgi film karakterleri gibi.
küçüklüğümden beri bildiğim severek yediğim çitos ürünlerinin "Chester" karakteri her zaman eğlenceli, çılgın ve yaramaz :)

Şekilden şekile giren maskotlar her an her yerde karşımıza çıkıyor. Bir maskot yaratmak kolay değil. Bizden olması, sevimli olması, markaya yakın olması önemli. Bu yüzden bu iş yaratıcılık, markayla özdeşleşme gerektiriyor.
Her markanın maskotunun olmaması da bu işin ne kadar masraflı bir yaratıcılık olduğunu da bize gösteriyor. Bir markanın müşteri ilişkileri, pazarlama iletişimi ve satış gücü sağlamlaştıktan sonra bu oyuncuları yaratması, kurum kimliğine uygunluk doğru karakterler yaratılmasında etkin olacaktır.